17 Şubat 2013 Pazar

Stanley Kubrick ve Toplumda Teknoloji Paradigması

Stanley Kubrick’in filmlerinde her zaman ters olan ve düz olan birbirine karışmıştır. İki insan oturarak konuşmak yerine yatarak konuşur ya da bir sevişme sahnesi yavaşça, bir akış dahilinde kaydedilmez aşırı hızlı bir şekilde kaydedilir. Her şeyin alt anlamları vardır. Sosyal mesajlar, toplumdaki değer yargıları ve bir başka deyişle de hareket hızı eleştirilir.

Konu teknolojiye ilişkilendirildiğinde de durum aslında farklı bir eleştiriyi gerekli kılmakta. Tüketim çılgınlığı ya da yüksek fiyat yaygaraları dikkate alınmadan multimedyalar ileri sarılarak büyük bir hızla sürüyor. Sürü, bir kavramsal paradigmanın tüm sebep-sonuç ilişkilerini bizlere sunuyor. Bir telefon anında moda olup giysi halini alıyor. Süslenip, şarj ediliyor. Gösterilmesi gereken markalar arasında seçim gerçekleştiriliyor bir teknoloji alışverişinde.

Herhangi bir açıdan örneğin yüksekten bakılacak olursa toplum, ters ve bir arada olanları büyük bir hızla yaşıyor. Örneğin çok az miktarda parayı çok aşırı ve zorlu çalışma saatlerini tamamlayıp elde ederken tüm bu zorluğun timsalini sadece 8 cm x 4 cm en boy ölçülerinde bir aygıt için harcayabiliyor modern insan. Harcamak ise basite indirgenmiş şekliyle teknoloji firmalarının yeni harcama materyalleri meydana getirmeleri adına bir döngü halinde kavramlaşıyor. Kavramlarsa daha geniş kitlelere daha fazla teknoloji halinde somutlaşıyor; çağın ana maddesi yani temel kavramı haline geliyor.
Dünya üzerindeki kitlesel tüketimin en canlı örneklerine ülkemizde rastlayabiliriz. Bir teknoloji ürünü örneğin iPhone 4S, ülkedeki neredeyse tüm alt-orta segment çalışanı bayan tüketicilerin alışveriş sepetinde yer alıp tamamlanan bir ödemeyle ucuz ve muhtemelen çok adi bir çanta içine giriyor. Buradan çıkış anlarının büyük kısmı da toplu taşıma araçlarının zorlu dakikalarında ya da çalışma saatlerinin bir türlü gelmeyen geldiğinde de aniden yok olan parasal amaca yönelik saniyelerinde kullanılıyor. Dünyamızda semptomlar ciddi ve tedavi maalesef Kubrick filmlerindeki gibi kaydedilmez bir şekilde çaresizce, anlamların alt anlamlarda olduğu yerlerde saklı.

Bir uzay gemisinden dökülen o harika şarabı satın almaya çalışan emekçi; kapital düzende alt sıralarda yer alan insan; ne yapman gerekiyor biliyor musun? Toplumsallaşma ve göstergeleşme(gösteriş)eğilimini bir kenara bırakıp benliğine doğru yürümen…