7 Mart 2015 Cumartesi

Karmaşa Yaygın


Atların olduğu bir dünyadan geldik, ok attı, kılıç salladı atalarımız. Köylerde yeşeren elleriyle toprağı ayıklayıp sebze tutan, at binen çit sürendi Türk. Zamanın devamında genler bir nebze olsun değişmedi yine elleriyle, terleyerek ve üstelik kıt kanaat yaşıyor. Ne zaman ay dönecek diye düşünüyor, yürüyor ve tutunuyor. İlerlemek yerine düşmemeye çabalıyor. Bunun sonuçlarına da katlanıyor, diyor ki ekmek derdi, yaşam kavgası, emeklilik yarışı. İnsanımız hep emek, her zaman elleri ile kazarak. Peki ya modern olma kaygısı, arabalar ve son model televizyonlar. Her şey ne kadar da tuzsuz, atlardan değil de arabalardan hoşlanmak, onları kullanmak ama at binermişçesine huysuz. Tedirgin, aniden düşmeye, kızmaya meyilli. Kaba. İtirafsız. Yaradılışı temellendiren ama temeline sıkı sıkıya bağsız, kırıcı, üzücü, yıkıcı ve derdine sürekli kötülük ekleyen. Bağıran, dinlenmediğine emin. Günümüz Türk’ü iyi değil; kırmaya açık, sevgiye uzak, üzmeye ve sıradanlığa meyilli. Bu yüzden bağırmak kolay, bu yüzden karmaşa yaygın.