17 Şubat 2013 Pazar

Google Boy


Birini öldürdüğünüzde emin olun onun temel kablolarını kesmemişsinizdir. Bir şekilde bağlantı sürer. Arkadaşları ya da geride bıraktığı oğlu veya aşık olduğu kadın onun mesajlarını dünyaya iletmeyi sürdürür. Temel kablonun kesilmesi zaten pek mümkün değildir. Bir hayatın devamlılığı ya da karışıklığı olur ama emin olun tamamıyla sonu olmaz. Çünkü insanoğlu zaten oğuldur ve bir döngünün peşindedir. Döngüler kesintiye uğramaz; sarmal bir konudur yani insan. Peki bilmek? İnsanda anlamak ya da görmek için verilen mücadelenin tümü gerekli kablolar olmaksızın yetersiz elektrik akımıyla işler ve işleyen bir kabloda bir yere aktarılıp gider. Bundan nemalanan oluşumlar vardır, örneğin Google ve Facebook.

Kaybolanın aslında elektrik devreleri yoluyla bulunmasını amaç edinen bu iki platformdan ilk olarak Google’a göz atacağız. Attık ve bir insan olarak Google’ı tıklaması gereken Google Boy’a değiniyoruz.
Görünüşte sakin ama hep düşünen Google Boy;
Her şeyi bilmesi gerekli ve bilmediğinde tıklayacağı yer belli
Google,


Tıklanan bir platform, yani üzerinde bir şeylerin yaşadığı ya da yaşamadığı türden bir alan. Amacı ise yaşam ya da ölümle ilgili. Yani her an ve her şeyle. Peki hep düşünen Google Boy neden düşündükleri ve öğrendiklerine karşın zerre kadar hafızasız(bilinç ya da bilginin dilbilgisinden bağımsız olarak olumsuz fiil çekimi halinde yani)anlatımın heterojen oluşuna tanıklık etmeyi seviyor musunuz? Öyleyse devam edin, hayır her şey gibi bu makalenin de anlaşılır olmasını umut ediyorsanız hiçbir şeyi zaten anlamamaktasınız demektir. Biz yine de devam edelim...

Kaybolanın aslında elektrik devreleri yoluyla bulunmasını amaç edinen diğer platforma Facebook’a değineceğiz. Ama şu anekdotu hatırlatmakta fayda elbette yok: Google'dan farklı olarak Facebook'ta var olanı da kaybedebilirsiniz.

Bilimsel bir neden. Bir sağlık çiftliği, kent dışında… Adı Facebook. İnsanların bir arkadaşlık teklifine hayır asla dediğinde web sitesinden çıktığı ama şimdi değil belki daha sonra dediğinde kalmaya devam ettiği bulgusunu elde eden Facebook. Zihinsel bir matematik döngüsü, arşivleme haritası ve para makinesi aynı zamanda. Peki ya kitlelerin sebep-sonuç dışavurumu? Burada öykünün trajik ve acıklı yanı başlıyor; cevap basit: Facebook anasayfasında arkadaşların harcadığı zamanlara göz atarak harcanan zamanlar. Bir sağlık çiftliğinde sağlık arıyorsanız koyun oldunuz ve evet trene değil (çünkü siz o tür değilsiniz, asilsiniz ve inek değilsiniz) insanlara bakan sizsiniz. Mekanik bir sonuç

Stanley Kubrick ve Toplumda Teknoloji Paradigması

Stanley Kubrick’in filmlerinde her zaman ters olan ve düz olan birbirine karışmıştır. İki insan oturarak konuşmak yerine yatarak konuşur ya da bir sevişme sahnesi yavaşça, bir akış dahilinde kaydedilmez aşırı hızlı bir şekilde kaydedilir. Her şeyin alt anlamları vardır. Sosyal mesajlar, toplumdaki değer yargıları ve bir başka deyişle de hareket hızı eleştirilir.

Konu teknolojiye ilişkilendirildiğinde de durum aslında farklı bir eleştiriyi gerekli kılmakta. Tüketim çılgınlığı ya da yüksek fiyat yaygaraları dikkate alınmadan multimedyalar ileri sarılarak büyük bir hızla sürüyor. Sürü, bir kavramsal paradigmanın tüm sebep-sonuç ilişkilerini bizlere sunuyor. Bir telefon anında moda olup giysi halini alıyor. Süslenip, şarj ediliyor. Gösterilmesi gereken markalar arasında seçim gerçekleştiriliyor bir teknoloji alışverişinde.

Herhangi bir açıdan örneğin yüksekten bakılacak olursa toplum, ters ve bir arada olanları büyük bir hızla yaşıyor. Örneğin çok az miktarda parayı çok aşırı ve zorlu çalışma saatlerini tamamlayıp elde ederken tüm bu zorluğun timsalini sadece 8 cm x 4 cm en boy ölçülerinde bir aygıt için harcayabiliyor modern insan. Harcamak ise basite indirgenmiş şekliyle teknoloji firmalarının yeni harcama materyalleri meydana getirmeleri adına bir döngü halinde kavramlaşıyor. Kavramlarsa daha geniş kitlelere daha fazla teknoloji halinde somutlaşıyor; çağın ana maddesi yani temel kavramı haline geliyor.
Dünya üzerindeki kitlesel tüketimin en canlı örneklerine ülkemizde rastlayabiliriz. Bir teknoloji ürünü örneğin iPhone 4S, ülkedeki neredeyse tüm alt-orta segment çalışanı bayan tüketicilerin alışveriş sepetinde yer alıp tamamlanan bir ödemeyle ucuz ve muhtemelen çok adi bir çanta içine giriyor. Buradan çıkış anlarının büyük kısmı da toplu taşıma araçlarının zorlu dakikalarında ya da çalışma saatlerinin bir türlü gelmeyen geldiğinde de aniden yok olan parasal amaca yönelik saniyelerinde kullanılıyor. Dünyamızda semptomlar ciddi ve tedavi maalesef Kubrick filmlerindeki gibi kaydedilmez bir şekilde çaresizce, anlamların alt anlamlarda olduğu yerlerde saklı.

Bir uzay gemisinden dökülen o harika şarabı satın almaya çalışan emekçi; kapital düzende alt sıralarda yer alan insan; ne yapman gerekiyor biliyor musun? Toplumsallaşma ve göstergeleşme(gösteriş)eğilimini bir kenara bırakıp benliğine doğru yürümen…