7 Mart 2015 Cumartesi

Karmaşa Yaygın


Atların olduğu bir dünyadan geldik, ok attı, kılıç salladı atalarımız. Köylerde yeşeren elleriyle toprağı ayıklayıp sebze tutan, at binen çit sürendi Türk. Zamanın devamında genler bir nebze olsun değişmedi yine elleriyle, terleyerek ve üstelik kıt kanaat yaşıyor. Ne zaman ay dönecek diye düşünüyor, yürüyor ve tutunuyor. İlerlemek yerine düşmemeye çabalıyor. Bunun sonuçlarına da katlanıyor, diyor ki ekmek derdi, yaşam kavgası, emeklilik yarışı. İnsanımız hep emek, her zaman elleri ile kazarak. Peki ya modern olma kaygısı, arabalar ve son model televizyonlar. Her şey ne kadar da tuzsuz, atlardan değil de arabalardan hoşlanmak, onları kullanmak ama at binermişçesine huysuz. Tedirgin, aniden düşmeye, kızmaya meyilli. Kaba. İtirafsız. Yaradılışı temellendiren ama temeline sıkı sıkıya bağsız, kırıcı, üzücü, yıkıcı ve derdine sürekli kötülük ekleyen. Bağıran, dinlenmediğine emin. Günümüz Türk’ü iyi değil; kırmaya açık, sevgiye uzak, üzmeye ve sıradanlığa meyilli. Bu yüzden bağırmak kolay, bu yüzden karmaşa yaygın. 

30 Eylül 2014 Salı

Optik görünmezlik pelerini meydana getirildi




Görünmezliği bir tür bilim-kurgu öğesi sanıyorsanız artık yanılıyorsunuz. Çünkü, Rochester Üniversitesi araştırmacıları tarafından bir tür optik görünmezlik pelerini oluşturuldu. Aslında bir büyütece benzeyen bu ‘pelerini’ nereye tutarsanız tutun orası kesinlikle ortadan kayboluyor. Üstelik hangi açıdan bakarsanız bakın. Göremiyorsunuz! Bu konu sihirden biraz daha fazlası...


Rochester Üniversitesi’nden bir grup bilim adamı, lensler ve biraz matematik ile nesnelerin üzerine gelen ışığın bükülmesi ve böylelikle çıplak gözle görülememesi sağlayan bir optik buluşa imza attılar. Kullanımı oldukça basit olan bu aygıt, herhangi bir nesnenin üzerine tutulan büyüteç benzeri bir şeyden ibaret. Sonuç ise üzerine tutulduğunda nesnelerin çıplak gözle görülememesi. Üstelik hangi açıdan bakılırsa bakılsın. Özetle optik ışık kırılması ile nesneler görülmüyor!

Bunun için nesnelerin kaybolmasını sağlayan dört farklı lens kullanılıyor. Bu lensler, birlikte kullanıldıklarında neyin üzerinde olurlarsa olsunlar gizli bir alan oluşturuyorlar ve yalnızca arka plan görülüyor. Şimdilik elde tutulabilen ve büyüteç tutuşuna benzer şekilde kullanılan bu lenslerin daha büyük boyutlarda alanları göstermemesi sağlanabilir. Örneğin evinizdeki çok gizli bir yerin ya da objenin görünürlüğünü engelleyebilirsiniz. İlginç ve gelecekte herkes tarafından kullanılabilecek kadar da basit.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Pharrell Williams Konseri

Gnçfest 2014'ün bu yıl ki en önemli konuğu Pharrell Williams'tı. Şarkılarıyla yaz mevsimlerine damgasını vuran ve dünyadaki en güzel Karpat kızı olması muhtemel Inna, Amerikan müziğinin son dönemdeki (bu son dönemdeki lafı da fazla geçiştirmeci kalıyor ama hakkaten) ama gerçekten en sevilen müzisyenlerinden Rita Ora'dan sonra sahne aldı Pharrell. Saatler 22:20'yi gösteriyordu, diğer konserlerde arkalarda takılan, pek sallamadığı için sahnenin çok uzağında arkadaşlarıyla ferah ferah eğlenen binlerce kişinin de ön kısımlara doluşmasıyla yoğun bir 'alan daralması'yla karşı karşıya kalındı. Dans etmek isteyen herkes zorlanıyordu, adamı alkışlamak istediğimizde ellerimizi yukarı kaldıramaz olmuştuk. Happy'i bile zar zor alkışladım! Neyse kalabalık ve yoğundu. Peki coşku nasıldı, ilginç bir şekilde çok yüksek değildi, hem yorgunluk hem de Pharrell'in ilk anlardaki tedirginliği bunun nedenleriydi.
Pharrell, sahneye ilk çıktığında yüzü hafif asık, canı sanki sıkkın bir haldeydi. Tıpkı Rita Ora'da görülen 'noluya lan' tavrı onda da vardı. Sanıyorum ilk an acaipliği gibi bir durumdu bu. Akabinde hit parçalar, son derece lüks ve fantastik dansçılarının eşliğiyle başladı. Konser alanında cümbüş gayet güzeldi, şarkıların hepsi neredeyse hit olmayı başarmış, harikulade işlerdi. Pharrell Williams'ın yüzündeki ifade çok fazla değişmedi. Isınıyordu, anladığım kadarıyla direkt adapte olan biri değil. Bu arada 2. şarkısından sonra 'her milletten insan var yahu, burada gerçek bir harmoni var' diyerek önündeki kalabalığı dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çokkültürlü bir olgu zannetmesi de hafif gülüşmelere neden oldu. Gaza geldi...

Pharrell Williams konserinde enfes şarkılara dönecek olursak son iki yıla damgasını vuran birbirinden lezzetli işler kulaklara çalındı. Sahne şovları 10 üzerinden 6 civarındaydı, ses sistemi daha iyi olabilirdi (aynı sahnede Laddy Gaga'nın da çıkacağını düşünerek bir eyvah çekebilirim)  Pharrell'ın kişiliğine de birkaç kelam gerekebilir, adam ciddi biri. Öyle gülen, takılan salak bir mizaca sahip değil, Türkiye'ye gelen yıldızlardaki 'sizi seviyorummm) tavrı adamda kati suretle yoktu. İşini bilen, aşırılıktan uzak, karakter sahibi bir star. E biraz da seksi adamım tavırları vardı, bilemiyorum ama Pharrell seksi biri falan değil, sadece sevimli, bir kere ufak tefek bir adam; fazla yakışmıyor yani kazanova tripleri. Sevdiğim yönler ve tuhaf kaçan haller bir sahne yakını insanına göre bunlar. Biraz da konser çıkışından söz etmemi ister misiniz? Felaketti!

Bizim insanımız diye bir cümle başlangıcı vardırya hani, kesin olumsuz devam eder, biter... Kesinlikle böyle bir başlangıç lazım burada, insanlar için normal yollar yapılmış, yürüsünler dönemecin sonundan merdivenlere çıksınlar, kapılara yönelsinler... Yolun çevresi de ağaçlık, topraklı alanlar; kısa yol olacak diye bu ağaçlara dalan yüzlerce insan ve sonrasında yola yenide girmeye çalışmaları neticesinde normal yürüyen insanları sıkıştırmaları... Pes, çok akıllıyız ama madur etmeden de yapamıyoruz sanırım.

Son satırı Inna'ya ayıracağım. Bir kadın bu kadar mı tatlı olur, sempatik ötesiydi; ses sistemi bir ara gitti; o anda bildiğim tek Türkçe şarkı diyerek 'Çingenem çingenem karagözlü çingenem'i söylemesi, yine sesin bir ara gittiği anda dansçılarını da yanına alıp hem çalıp hem söylemesi çok sevimliydi. Başkası olsa tribini atar giderdi... Şarkıları ve performansı mükemmeldi, kesinlikle tarzım olmamasına rağmen ışığına kapıldım desem yeridir.

Bir konser akşamı daha böylelikle sona erdi, insanlar coştu, eğlendi... Müzikalite dolu bir akşamdı, bu tür combo starlı etkinliklerin daha sık olması dileğiyle...

31 Ağustos 2014 Pazar

Kozmik şeyler ve Türk kahvesi mi hadi ama…


Uzaya olan ilgi, bilime olan tek yönlü hisler, sanatsal etkinlikler ve daha birçok şey hakkında yargıların uçları var. Ucu var bunlar söz konusuysa kalemin. Giornnio Arnanı çerçeveli numaralı gözlükler, bilmemnucci marka ayakkabılar var bunlar varsa. Toplum sevmiyor ayrıca, Şok’taki kasiyer duysa tansiyonu yükseliyor. Bizim bölgeye ters uzay, bilim. Haydi seviyorsun diyelim bunları sen kesin bir acaipsin etme. Ben bunu, bunu seviyorum desen çığlık atarak uzaklaşır herkes. Yakışıklı ya da güzel de değilsen yalnızlıktan alışveriş merkezi turlayıcısı olursun. Valla çevremde bir iki turlayıcı var ondan biliyorum. Boşver sevme bilim, sanat falan. Ne sev biliyor musun?

Küfür et abla!
Size özel bi şarkım var bayım/bayan:  Filter - Welcome To The Fold