19 Mart 2014 Çarşamba

Noam Chomsky'nin Medya Denetimi Adlı Kitabı Üzerine


Çağımızın en önemli aktivistlerinden Noam Chomsky’nin Medya Denetimi adlı bir çırpıda silinip süpürülecek boyutlardaki(60 sayfa) kitabı bir gazetecilik mezunu olarak ilgimi çekti. Medyanın kimi yönleri ile politikanın yan kolu olma yetisi zaten bildiğimiz konulardan, ancak Chomsky oldukça keskin ve direkt bir dile sahip olduğu için bu durumu, çok sayıda hasır altı mevzuyla birlikte öylesine güzel harmanlamış ki akademik bir konu olmasına karşın sürükleyicilik had safhaya taşınmış...

Ne anlatıyor?
Chomsky, daha ilk sayfasında Amerika Birleşik Devletleri’nin 1. Dünya Savaşı sırasındaki tamamen pasivist olan ve savaşa girmek için en ufak bir neden dahi görmeyen halkın 6 aylık bir probaganda çalışmasıyla Almanları lime lime etmeye hazır hale dönüşümünü anlatıyor. Keskin bir başlangıç. Probagandanın gücünü yavaş yavaş okuruna aşılatmayı hedefleyen yazarın ekseni ise çok sayıda eserinde olduğu gibi ABD. Halkın medyanın ve yüksek profesyonellikteki halkla ilişkiler endüstrisi için her zaman kolay lokma olduğu, ABD’nin Dominik Cumhuriyeti, Irak gibi ülkelerdeki dış politika hamlelerinin -sahip olduğu ülke terorizmi- anekdotuna karşın halkın desteğini arkasına aldığı ve bu konularda harcanan milyar dolarlık probaganda çalışmalarının etkisi lafı hiç uzatmadan anlatılıyor.

Örneğin İran’la 10 yıla yakın süre savaşan ve bunun neticesinde bir başarı elde edemeyen Irak’ın 90’larda küresel bir tehtit olarak adfedilmesi örneğini veriyor Chomsky. Nasıl olurda daha hemen yanındaki İran’ı alt edemeyen bir ülke dünya barışı için topyekün bir tehtit olur ve ABD’de ‘Irak dünyayı yok etmeden biz onları haklayalım’ bayrağını taşıyarak Irak’a saldırır? Irak, ABD saldırısıyla darmadağın oldu ve biz tüm bunlarda hep ABD’yi haklı bulduk… İsrail’in bölgedeki Filistin vahşeti de Chomsky’nin aslında birçok eserinde de olduğu üzere okları üzerine çekiyor. Yazar, ABD’nin desteğiyle İsrail’in etrafının kan gölüne dönüşmesi, ülkelerin tüm barışcıl çabalarına karşın ABD’nin desteğini ardına alan İsrail’in kan dökmeye devam ediyor oluşunu büyük bir cesaretle anlatıyor. Hemen ardından da Afganistan’a yapılan saldırıdaki 11 Eylül etkenini de açıyor.

Afganistan meselesi
Afganistan’a ABD’nin ‘bize o teroristleri verin ya da ülkenizi darmadağın edeceğiz’ tehditini ülke terörü olarak adlandıran Chomsky, Afganistan’a karşı girişilen saldırıya Türkiye’nin hızla destek çıkmasını da hedef alarak eleştiriyor. Tüm bu olanların sonucunda ABD’deki büyük gazete ve TV’lerin halkı/dünyayı parmağında oynatması, ABD’nin sergilediği saldırgan politikaların dünyanın hiçbir ülkesinde yadırganmayacak seviyede bulunmasını medyanın olağanüstü gücüne endeksliyor.  Medyanın işini yaptığını ve sektöre harcanan paranın hakkını verdiğini de vurguluyor. Hedefindeki ise ABD dış politikasındaki canice tutumlar.

ABD gerçekleri
Chomsky, örneğin ABD’de ülke ekonomisinin berbat durumda olduğu 2000’lerin ilk yarısında Afganistan, ardından Irak’ın hedef alınmasının bir tür hedef saptırma/halkı uyutma hamlesi olduğunu belirtiyor.  Tüm bu olanlara karşın ABD politikasını eleştiren tek bir doğru dürüst cümlenin dahi olmaması ele alınıyor. Bilindiği üzere medya tabanında durum genel hatlarıyla bu şekilde gelişmiş, aralarında sanatçı ve müzisyenlerin de bulunduğu bazı aktivistlerin ABD’nin ‘kan döküyor olması’ karşıtı hamlelerini eleştiren çalışmaları olmuştu.
Sonuç
Chomsky’nin sadece 60 sayfaya sığdırdığı bu denli başarılı bir analizi okumak harikaydı. Bazı yönleriyle doğruluğu kanıtlanmamış/yazarın düşüncesi şeklinde noktalar barındıran çalışmada, ABD dış politikasının dünya genelinde kabul görüyor oluşunda probaganda ve halkla ilişkiler çalışmalarının rolü oldukça iyi bir şekilde işleniyor. Özellikle medya ile ilgili eğitim gören kimselere, etrafında aslında neler döndüğünü merak eden araştırmacı kişiliklere Noam Chomsky’nin Medya Denetimi adlı kitabını tavsiye ediyorum.
Fiyatı 7,5 TL.